Şarkıcı Adı: Ağaçkakan
Şarkı Adı: Tehditkâr Balad

Anana hallendi baban farkında değil konunun
Tanısa uyulurdu yarattığı sorunun
Buzdolabının üstüne fotoğrafı konulur
Bunun için var o iki egoya solunum
Yalnızlık ihtimaline mütemadiyen tren,
Mesudiyeden kalkar yeşil vardiye
Kadife koltuktan saniye saniye bi dikdörtgenin cam kenarından daya pişmaniye
Sen francala da peynir ”nombre buzul marça beyim evrensel.
Sert kümenin bence elemanı kapattı sol köşeyi
Anlamıyorum hiçbişeyi düştü şehir kale var mı bişeyin?
Sonum belli bişeyim bi yer yok bırakıpta gideceğim.
Deyim yerinde değil benim elimde ki
O kraterlerinden içeri dalıp belinde ki
Boşa geçmiş bi vakit öyle diyelim de ki:
Sana dağlarca yol dizdim canın sıkılmaz
Bel bağlarsan olmaz bana asla katılmam
Yerim çekilme eksenimin en son katıydı; yani bacaklarının arasından düştüm satırla
Ve şimdi dağılıp gidin ağırım çekil kalk bu bağıranda kim bak!!!
Bu bağlamdaki tek çıkan mecmuaların mutlak tehtit eki

Pür dikkat
Tatam bi kelime lügat
Tehtitkar balad okunacak
Mesela çığrından çıkan insanın,hakaretide nezih olacak x2

Tik tak kum çoğul boğul okyanusları,
Girizgah suç koğuş kalkın günaydınları
Lan ıstanbul hayırsız oldun evvel zamanlar içinde, şimdi hangi devlettin kanun kaçakları?
Ahbabım mataramda saklı yaşanmamış geçen kasımlarım
Böyle günler için sakladığım bi çelenk kasımpatı
Müşterek komşum basa ete kemiğe bürünmüş:
Görür hezeyan sağırlığı.
Çok güzel ve tek düzeyken herşeyin tekil ve müsterih olma ihtimalı var mı?
Günleri sen söyle burada barudu san sıkıntısından elenmiş bi mermiyi,beyhude öfkesinin kudurmuş suyunda yıkayan balıkçıların kahvatısından açık büfe var mı?
Yolluk kadarlık?
Bilseydik miş gibi yapar farazi tanrılara tapar yinede sorardık.
İçtin benim kadar mı afiyetle?
Zehir zıkkım olur nefes haysiyetle: bekle
İç sıkıntısına tavsiyen ne?
Saat sabah dörtte görülecek bi cesaretle tozu dumana dikip aheste ahetse rüyandayım stop!
Geciktin ey stop!
A)yarattı
B) baş kaldıran vagon peh kalkedon peyderpey pandora
Korkarsa cennet yaşarsa ragnarök

Tatam bi kelime lügat
Tehtitkar balad okunacak
Mesela çığrından çıkan insanın,hakaretide nezih olacak

Pür dikkat….
X2

Şarkıcı Adı: Ağaçkakan
Şarkı Adı: Vertigo

Suratı dağılmış kristal güvercin
Canımı sıkıyorsun çünkü seni ölü severdim
Akrilik bulutlardan zift akar
Ve toplarım kucağımda siyahı
Birikirsin göl kadar
En sıcak metal
Surata dikilmiş dudaktan duyulan ‘özgürlük’ darmadağın
Ağaçtan topla yıldırım
Düzeni bozmak yanlısıyım
Yanıldım, haklısın
Fakat ya bir gün çuvaldan deriler yaparsam giyer misin?
Bilirim, saklanmak istedin
Ceketler güzeldi ve güzergahtan alıkoyardı
Yine de boşverip ölümsüzlük istedin
Bilmiyordum işte
Ne parçalanmayı, ne biterken azalmayı, ne kente ait olmayı
Garajda mimlenen çocuk cesaretiyle başlayan bu yolculuk
Yalnızca bir şeylerin devamı
O kadar ilerler ve düşmeden gelirdim
Ucunda dünyanın oval mesafeler belirdi
Ufukta, gözümü kısıp baktığımda
Bir dakikalığına sükunetim medeniyete hükmederdi
Bilirsin haz almam ben winston sigaradan
Ve bilirsin geceleri tenezzül etmem uyumaya
Derim ki, yanılmışım haklısın
Çünkü anlamıyorum var olanla yokun farkını
Yüz üstü yattığında görülmez rüya
Yat siyah kalk siyah
Pencereme fırlatın kaya
Yavaşça kalktım ayağa, ortalama üç dakikada
Alacakaranlık dikildi birden karşıma
Doğru dalgakırana manevra
Alnımda üçüncü göz; deniz feneri
Vaveyla! Vıcık vıcık bataklıkta tuhaf bir fırtına
Yaşam zifiri karanlıkta kanıtlanmış postüla
Ve yarıçapında hamamböcekleri gezer bu lombozun
Bir mesih peyda olur hayalimde üstünde bornozu
Derim ki; bir çay kaşığı su var burada, boğ beni
Ya da ortadan ikiye ayır bu kordonu
Maisiyah yüzüne yük gibi, göm
Kargacık burgacık fraktallar çiz, ne halin varsa gör
En vakur halim smokinden ve kuyruğundan nefretle bahseder
Ben şahidim, egom fısıldar kulaktan kulağa yankı açlığındaki yarasaya
Termosta soğumamış tek görümlük rüya
Kılıfta kan lekesi, dağılmış göğüs kafesi
Öfke nöbetlerini kutsayan nizamı kuş sesi
Ağaçtan çıkar, ağaçlar kakar kocaman
Azınsanmayacak kadar avare, kirli gagası kilit tutmaz
Post-itler anımsatır mı?
Tükendi kalem, yalan mı?
Kondisyonum yeter ve şirk koşuldu, maraton uyar mı?
Ekvatoru takip ettim
Güneşten hızlı yalın ayak tabanvayım, devir-daim
Bir gün ilerden yaşadım hayatı
Kehanet çıkmazı
O gün bugündür kale almam; insanı ve atlası
Yüz üstü yattığında görülmez rüya
Yat siyah kalk siyah
Pencereme fırlatın kaya
Yavaşça kalktım ayağa ortalama üç dakikada
Alacakaranlık dikildi birden karşıma

Şarkıcı Adı: Ağaçkakan
Şarkı Adı: Yol

Merhaba ben kaldırım
Yukarıdan düşeni tutan kliptualda olsa seslenen gömlek ve dilenci yutan
Bu şehirden çok fazla uzaklaşamıyorum bir mavi dağ en fazla
Gidebildiğim yer kadar varım sense üstüme basabildiğin kadar yoksun
Her sabah yaktığın mumları cam pervazında söndürüp dışarı çıkıyorsun
Buluşmak istemiyorum seninle nedenmi
Çünkü gideceğim sensin
Atkım gözlüğüm
İnsan baktığı intihar süsü verilmiş tırnak izleriyle burada kalacaksın
Sana biraz gideceğim yerden bahsedeyim tamam
Orada yarını tanrı yaratmıyor
Orada yakını rüzgar çalmıyor
Orada düşenler tutulmuyor ölüyor benimle gelirmisin
Neyse orada bulutlar dumandan
Orada arabalar çalınıyor kraldan
Orada kadınların hepsi kıyafetleriyle beraber çıkıyorlar masaldan
Eğer gelmek istiyorsan hatırlamanı istiyorum
Orada sen üstüme bastığın kadar yoksun..

Üstüne basıyorum sonra sen nefes alamıyorsun ölüyorsun belkide bilmiyorum
Kaldırıma bakıyorum ne yazık ki sen yoksun..

Şarkıcı Adı: Ağaçkakan
Şarkı Adı: Gece Geceyi

Arrivederci gözlerimde deniz fili
Buraya gelmek için tekrar icat etti tekeri
Gördüğüm ayna değil aynanın içindeki
Buda mı pipo değil öyleyse neyin nesi

Bir robotun imdat demesi onun
Kaldırımca konuşan kırık çenesi
Katilim adrabaz bir karadeniz beyefendisi
Frapan giyinmiş bir hilkat garibesi

Gayrımeşru çocuğum saflarıma sıkıştı
Altıncı yaş gününde onu da ordan çıkardım
Sen barikat yangınından mal kaçırdın
Dar ağacın çalıntı mortu çekme rol icabı

Kocaman gülüver ufak bir hayat satın al
Kural Mezapotamya’dan genetik katli vacip bir araba
Ceddine söyle karadan yürümez artık Marko Paşa
Spora başla sigarayı bırak evinde mutlu yaşa

Çok çalış kararınca öl, gün
Kuruntu leyleklerine göç götürdün sonra
Muhteşem bir kakafonik düğün Burkay
Yakanı paçanı topla biraz mutlu görün

Emredersin mon-şer müzik senin beş çayında konken
Nasılsın? İyiyim demen bile bir öfken
Uyuşuklar bataklığına mikroskopla röntgen
İki boyutlu evreninde tanrıların dörtgen ancak

Kuluçka tripleks dış dünya
Gelen gürültüdeyiz suflörüm iç ses alçak
Gece geceyi bilir ben beni
Zifiri karanlık dedektifi kendini içeri beni dışarı kapat
Benimki gökyüzünde nereye gittiğini hiç umursamadan uçan kırlangıçla mayalanmak
Mülkiyetin anlamı bir spor çantadır
Sikeyim sahip olduklarını olamadıklarına hala…